Korkunun, kişinin günlük yaşamını etkisi altına almasına “fobi” denir İnsanda korku içgüdüseldir. İnsan zaman zaman bazı şeylerden korkabilir. Ancak bu korkusu gelip geçicidir.
Ne zaman ki, insanın duyduğu korku onu terk etmez, onunla beraber yaşarsa ve günlük yaşamdaki davranışlarını etkilerse, burada artık korkudan değil, fobiden bahsetmek daha doğrudur.
YENİ BEBEK GELİYOR!
Yeni bir çocuğun dünyaya gelecek olması, anne-baba için olduğu kadar diğer çocuklar için de önemli ve hayatlarında değişikliklere sebep olacak bir durum niteliğindedir.
Çocuklar çocuğun dünyaya gelmesi ile ilgili karar sürecine ne kadar karışmasalar bile (uygun olanı da budur, bu sadece anne-babanın alması gereken bir karardır) anne-babalarını, odalarını hayatlarını paylaşacakları yeni aile ferdine onların da hazırlanmaları gerekir.
Çocukların bazılarında zaman zaman aşırı hareketlilik görülebilir. Aşırı hareketlilikle birlikte dikkat eksikliği, ataklık ve saldırganlık durumları gösteren çocuklarımız için hiperaktif denilebilir.
Korku çocukların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri doğal bir tepkidir. Korku bir nesneye, kişiye ya da bir olaya bağlıdır. Çocuk için yeni olan ve bilinmeyen her şey korku verir.
2-3 yaş çocukları yüksek seslerden, elektrik süpürgesinin çıkardığı sesten, gök gürültüsünden korkarlar. 3-4 yaşlarında bu korkulara annenin desteğini kaybetme, yalnızlık, yangın, kaza vb. olaylardan korkma eklenir.
Saldırgan çocuk, ruhsal sorunları nedeniyle, yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. Aşırı geçimsizdir. İlişkileri gergin ve sürtüşmelidir.
Parlamaya hazırdır, kavgacıdır Durmadan kuralları çiğner, sık sık ceza görür. Ana-baba-öğretmen ve genellikle büyüklere karşı gelmeye eğilimlidir. Olağan anlaşmazlıkları bilek gücüyle çözmeye çalışır.
Çocuğun geliştirdiği bir davranış, onun dengesini bozacak nitelikte ise, ortada bir sorun var demektir. Yapılan davranıştan çok o davranışın altında yatan nedenler önemlidir. Aşırı yemek yeme ya da aşırı iştahsızlık da bu davranış bozukluklarından biridir.
Okul öncesi eğitim dönemi yolculuğumuzu tamamladık. Her alanda büyüdüklerini ifade ettiğimiz ancak bir o kadar da gözümüzde büyütemediğimiz minik yüreklerimiz artık okullu oldu. Üstelik onların tabiri ile büyük okullu…